Kuzeyses Gazetesi > Beşikdüzü Haber

Beşikdüzü Haber | Vakfıkebir, Görele, Eynesil, Şalpazarı ilçelerinden yayın yapan Trabzon haber sitesi

HOCA DA ŞAŞIRMIŞ TAKIM DA! HAKEMİ İSE HİÇ SORMA ! -Ahmet SARAÇ

Ne yazacağımı, nereden başlayacağımı inanın şaşırdım. Hocada şaşırmış, takımda şaşırmış. Ne yaptıklarını, ya da ne yapmak istediklerini anlamak mümkün değil.

Siz bu ligde herşeye rağmen lig üçüncüsünüz. Sizin arkanızdaki Beşiktaş yenilmiş. Hakem camiası sizi yendirmek için elinden geleni yapacak. Beşiktaş’tan kopmana müsaade etmeyecek. Öncelikle bunu bileceksiniz ve ona göre oynayacaksınız.

Sonunda da öyle olmadı mı?

Maçta ilkyarıyı 1-0 galip bitirmişsin. Taca çıkmış bir topu VAR hocaya söylüyor, hoca gidiyor izliyor çıkmamış deyip golü veriyor ve maç 1-1 oluyor. Zaten gol atmakta zorluk çekiyorsun. Bu golle hakem kolunu kanadını kırıyor.  Türkiye’de televizyonlarının başında yüzbinlerin gördüğü pozisyonu bir tek maçın hakemi göremiyor. İzliyor yine göremiyor ve çıkmadı diyor. Biz de inanıyoruz öyle mi?

Bu art niyet değil de nedir? Ne yapmak istiyor bu hakem camiası? İkinci Ankara vakasının Trabzon’da yaşanmasını mı istiyor? Ondan sonra hep tepki gösterende kabahat oluyor. Böyle rezalet bir hakem camiası olabilir mi?

Gelelim hocaya. Son üç maçtır yeni bir taktik uyguluyor. Defansı ortasahaya kadar çıkarma, 9 oyuncuyla rakibin üzerine gitme. Şimdiye kadar hiç yapmadığı bir şey. İlkinde evimizde 5 yedik, ikincisinde deplasmanda bir yedik, şimdi  yine evimizde üç yedik. Niye?

Ortasahaya kadar çıkmış bir defansın arkası boş kalıyor. Defans zaten zayıf ve yavaş. Ortasahadan atılan isabetli uzun paslar, süratli ayaklarla sürekli kalemizde tehlike yaratıyor. Kasımpaşa bu sayede goller attı, goller kaçırdı.

Sen ortasahadan rakip sahaya geçene kadar rakip cezasahasına çekilip 9 kişi ile seni karşılıyor. O dar alanda iş yetenekli çalımla onları geçecek adama ihtiyaç var. O da bizde yok. O zaman gol atmak tamamen şansa kalıyor.

Bu takım hücum oynayarak rakip yenemez. Hücum yaptığında o hücumu yüzde seksen golle sonuçlandırması lazım. Eğer hücum anında o topu kaptırdığında her kaptırılan top kalemizde tehlikeli oluyor. Neden defans zayıf. Bu defansa süratli oyuncusu olan her takım gol atar. Atıyor da.

Kalecimizde son zamanlarda koyverdi. Rakibin, önündeki oyuncuya topu atacağı garanti. Başka şansı yok. Adam ona ortayı kesiyor o hala kalede bekliyor ve golü yiyor. Böyle gol yenmez. O topa çıkıp ya alacaksın ya da yumruklayacaksın. Neyi bekliyorsun. Kafa vuruşları kaleye tutarsa zaten yüzde doksan goldür. Önemli olan vurmadan müdahale edeceksin. Edemezsen fileden alırsın. Uğurcan’da alıyor zaten.

Sonra oyuncularda ruh kalmamış. İki maç yenildik bu maçı da kaybedersek bu statta seyircinin karşısına bir daha ne yüzle çıkacağız diyen oyuncu yok.

Baniya, Fermandes, Eren, Badhri, Fountas takımın en kötüleri. Bu kadar kötü adam varken Efe Poyraz yedeklerde oturuyor.

Ortasahada top alan oyuncu ne yapacağını şaşırıyor. Bir oyuncu geçmiyor. Topla koşu yapmıyor. Defansın arkasına bir ara pası atmıyor, 90 dakika kaleye bir şut atmıyor. Ondan sonra maç kazanacaksın. İki maç kaybetmiş oyuncu bu maçı da kaybettiğinde o sahadan 15 dakikada soyunma odasına gidememeliydi. Ama o ruh nerede?

Ali Kemal Denizci’nin anılarını okuyorum. Bir anısında, “Kocaelispor’la deplasmanda kupa maçı oynadık ve kendimizi fazla zorlamamıştık. Kocaelispor tesadüfen bir gol attı ve maçı 1-0 kaybetmiştik.

O sabah Kocaeli gazeteleri manşetlerinde, “Hamsinin başını kestik, kimisi Hamsiyi tavaya koyduk, sıra kızartmada” gibi başlıklar atmışlardı. O gazetelerin tümünü aldık ve Trabzon’daki soyunma adamıza astık. Arkadaşlara, bakın bizler için neler yazmışlar. Onlar o hamsiyi kızartmadan çiğ yedireceğiz dedik. Maç oynanana kadar o gazeteler soyunma orasında asılı kaldı.

Maç gün gelmişti. Hocamız rahmetli Ahmet Suat Özyazıcı soyunma orasında bize taktik vermeye başladı. Hocam dedim, Allah’ını seversen bize taktik maktik verme. Biz çıkacağız ve maçı alacağız. Onlara hamsiyi çiğ yedireceğiz. Sonuçta çıktık ve maçı 5-0 alarak hamsinin kim olduğunu onlara gösterdik” diyor. Adam ne kadar hırslanmış ve şartlanmış ki, hocayı bile dinlemek istemiyor.  Sen merak etme hocam.

Zaten her şeyi hocanın söylemesi gerekmez. Bir topu doğru adrese göndermeyi de hocamı diyecek sana. Senin aklın yok mu? Yok arkadaş. Atılan paslanır yüzde 60’şı yanlış yere atılıyor. Herkes sorumluluktan kaçıyor. Kendilerine güven yok. Doksan dakika boyunca verkaç diye bir şey yok. İlerdeki oyuncuların hiçbirinin adam geçme özelliği yok. Daha nasıl gole gideceksin.

Gördünüz mü o oyunculardaki ruhu, birlik ve beraberliği. Maç kazanma hırsını. Şimdi var mı böyle bir şey. Futboldur, olur böyle şeyler deyip geçiliyor. Evet olur öyle şeyler ama, 5-10 maçta bir olur. Üç maç üst üste olmaz. Ben oyuncu olsam, hocam ben o taraftarın karşısına bir daha çıkamam derim. Maçtan sonra soyunma odasına kaçarak değil, sürünerek giderim. O yüz onlarda yok ki !

Şampiyon kadroyu dağıttın. İki katı harcama yaptın. O kadronun yarısı kadar güçte bir kadro kuramadın. 30 oyuncu alındı onlardan iki ya da üç oyuncu bu takımda forma giyer. İki de yedek olur. Diğer 25 oyuncu ne olacak? Yazık değil mi o milyarlara? Kadro mühendisliği bu mu?

Bu takımın hocası da ilk onbirin yüzde yetmişi de değişmeli. Bu hoca, bu kadroya her zaman ilk üçten yukarı oynayamayız. Bu hocayı kurtaracak bir Wakayeme elimizde yok.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gülay Harita Kadastro
Kule Rezidans
Elit Lastik
Naninos Pizza
Hedef Bilgisayar