OKULSUZ TOPLUM

Okunması gereken 100 temel eser arasında gösterilen, İvan Illich’in ABD’de yayınlanan bir eserinin adı “Okulsuz Toplum”

Türkiye’de Şule Yayınevi ile 28. baskıya ulaşmış bir eser. Eğitim politikalarını masaya yatırma gibi peşin bir kabul olmayacak bu yazıda. Tüm yorum ve değerlendirmelere açıktır.

Sadece, bu kitap ışığında akla takılan bazı sorular söze dökülecek.

Eğitimi çıkarları için kullanmaya çalışan ve dışarıda tutup kendini, yeni kukla bir sistemi kurgulamaya çalışanlar için değildir konu.

Sorunlu eğitim birimlerinin artışı, ülkede silah sayısının artışından daha vahimdir.

Sistemin sorunlu ve bu şekilde durağan yapısı, ölümcül değil mi? Öğretmen ve öğrencilerde bıkkınlığa sebep olmuyor mu?

Diploma sahibi olmak, mesleki liyakatın delili mi? Sadece bir meslek ve istihdam için yetiştirilen öğrenci, “hayal kurmak” ve “yeteneğini geliştirmek” isterse, kendine yer bulabilir mi?

Dayatılan ile, ihtiyacı esas alan, üzerine kurulan eğitim sistemi sorunlara neden olmuyor mu?

Okul, sınıf ve sınıf içinde tüm öğrencileri, benzer kategoride kabul etme sınıflandırma, insani yapıya uygun mu?

Güç ve paranın yüksek olduğu ABD’de eğitimde sorun yaşanıyorsa, sorgulanması gereken nedir?

Misal, Lüks otomobiller yarış pistlerine uygun ve standart olanlarla da iş görebiliyorsa, eğitimde lükse gitme gibi acı durum, acaba ahlaki mi?

Okulları kapatmak çözüm değil, dönüştürmek çözüm…

*Eğitim talebinde bulunan öğrencinin, tüm çevresine koruyup gözeten bir atmosfer kurmak, çözüm olabilir mi?

*Yetenekli öğrencilerin, ilgili öğreticisine yönlendirilerek eğitilmesi, doğru olan değil mi?

*Yeteneklerin açığa çıkacağı etkinlik ve çalışmalar, artırılmalı değil mi?

*Lider yapılı doğal eğitimciler elinde, istek, işbirliği, hayal gücü ve disiplin ile başarıya yürünebilir mi?

*Sistem içinde yeteneğin açığa çıkması ve başarı zor iken, bu sisteme bir şekilde endeksli öğretmen, bilime ve öğretime öğrenciyi yöneltebilir mi?

*Dönüşüm için, dar alanda uzun zaman harcanan eğitim yerine, motive olmuş öğrencilerle, hayatla bağ kurulmuş dersler ile, öğrenme gerçekleşebilir mi?

*Teorik bilgi, pratik beceri ile mümkünken, eğitim sisteminde bu, tamamen gerçekleşebilir mi?

*Sanıldığının aksine geleneksel toplumlar daha iç içe ve kapsayıcı ve tutarlı ve somut eğitime daha yatkın değil midir?

*Konuşma, düşünme, sevme, hissetme, politika, futbol ve meslekler çoğu kez Eğitim Kurumları dışında kazanılıyorken, aile ile okulun işbirliği ile, eğitimde verim sağlanabilir mi?

Değişen ekonomik ve siyasi durum temel eğitime bakışı da günübirlik değiştirmeli mi?

Eğitim Kurumları müşteriye ihtiyaç duyan sektör olmaktan kurtarılmalı. Ne yazıktır ki, kötü gelmesin diye konulan kurallar, iyi olanların gelmesine acaba mani olmuyor mu?