Yaşım seksenüç oldu, hep ağardı saçlarım
Dostlardan ayrı düştüm, durmuyor gözyaşlarım
Ağaç dal ile büyür en geçerli söz budur,
Düz yolları bitirdim, kaldı hep yokuşlarım.
Turizm merkezi Altınoluk’tayım. Halkın yüzde ellibeşi yabancı. Serde basın mensubu olmak var ya… Herkesle diyalog kurmaya çalışıyorum. Aldığım yanıtlar ürkütücü?… Hoşa gitse de, gitmese de realite bu.
Uzaktan Karadeniz’i izliyorum. Özellikle Trabzon’u. Çoğu yerde Trabzonspor sevgisi ağır basıyor. Siyaset çok konuşulmuyor. Zorlama ile konuyu değiştiriyorum. Çoğu kez ses kayıt cihazımı uzatıyorum. Neden sonra Karadenizli’ye rastlıyorum. Hemen dost oluyoruz. “Sen amcamın öğretmeniydin.” diyenler var. Uzaktan Trabzon’u seyretmek zevkli oluyor. Onlarda vatan özlemi bir başka oluyor. Memleket sevgisinin ağırlığı her cümlede belli oluyor.
Beşikdüzü sevgisi bir başka oluyor. Tesadüf mü, ne. Televizyonda da Zeynep Başkan “Beşikdüzü” türküsünü okuyor. Zevkle dinledik. Sonra yine siyasete döndü. Yabancıların yüzde biri CHP’li yüzde doksandokuzu iktidardan yana… Derken yanımıza yaşlı bir bey geldi.” Ben Beşikdüzü Köy Enstitüsü mezunuyum.” dedi. Beşikdüzü ismi bile onu ağlattı. Mustafa Kukul’dan bahsetti. Mehmet Eyüboğlu, Fırıncı İmam, Kurtoğlu Muhammet Amcadan sitayişle söz etti. Muhammet amcanın sınav kağıtlarından para almadığını anlattı.
Bir sonraki yazımda siyasetin derinliklerine ineceğiz. Kalın sağlıcakla…