Namık Kemal: “Barikatı hakikat mücadeleyi efkardan doğar,” der. Fikirler tartışır, gerçekler ortaya çıkar. Biz millet olarak tartışmayı pek beceremeyiz. Hemen kaba kuvvete başvururuz. Derler ki; eşekle tilki tartışmışlar: Ot yeşil mi, sarı. Eşek, ot yeşildir demiş. Tilki evet ot yeşildir, ama, kuruyunca sarı olur, demiş. Yeşildir, sarıdır derken al sana bir dövüş. Ormanların iki meşhur hayvanı konuşmuyor. Diğer hayvanlarda bir moral bozukluğu… Durumu ormanların kralına haber vermişler. İki arkadaşımız bir hiç yüzünden konuşmuyor. Bu bizim de moralimizi bozdu. Kralım bu işe bir el at, demişler. Kral önce eşeği konuşturmuş. “Doğrudur kıralım. Biz konuşmuyoruz, dövüştük.” demiş. Kral önce eşeği konuşturmuş. Tilkiyi sorguya çekmiş. Tilki de olayı anlatmış: “Ben ot sarıdır dedim. o yeşilde ısrar etti. Dövüştük.” demiş. Kral tilkiyi bir güzel dövmüş. Tilki: “kralım ben hem haklıyım, hem de dayak yiyorum.” demiş. Kral: “seni ben eşekle dövüştüğün için dövdüm. O adı üstünde eşek, adam onunla dövüşür mü? O eşek.”
Toplumda eşekler çoğunlukta olunca, kavgalar çoğalıyor. Tatsızlıklar artıyor. Biz kendimize ait özellikleri bir başkasına aitmiş gibi göstermeye çalışıyoruz Böylece ortamın gereğini yapamıyoruz. Yoksa toplumun gerçeğini ortaya çıkarmaya gerek kalmaz. Biz gerçek kişiyi tanımakta, ona göre hareket etmeye çalışmalıyız.
Sağlıklı günleriniz olsun. Kalın sağlıcakla…