Milli Eğitim Bakanlığına okullarda zil sesi olarak kullanılmak üzere melodi hazırlayan müzik şirketleri, melodiler arasına Karadeniz müziği koymaması Karadeniz’deki halk müziğini yok sayma anlamına gelir.
İlgili şirketlere ve o müzikleri denetleyerek teslim alan yetkililere sormak istiyoruz. Karadeniz müziği her yerde neredeyse yok sayılıyor. Sivaslının, Kırşehirlinin, Urfalının müziği halk müziği de Karadeniz halkının müziği ne müziği. Karadenizli neden başkasının müziğine tabi tutuluyor.
Yöremizdeki okullarımızın hiç birinde zil sesi olarak Karadeniz melodisi yok. Sen melodi paketinin içerisine koy, isteyen okul kullansın, istemeyen kullanmasın. Sen koymazsan okul paketin dışında nasıl başka müzik kullansın.
Bu konuda melodi paketine Rize, Trabzon, Gümüşhane ve Giresun illerinin melodileri eklenmeli. Kemençe bu yörede yokmuş gibi davranamazsınız, davransanız da hiçbir geçerliliği yoktur.
Aynı hatayı TRT işliyor. On tane türkü programında bu illerimizden bazen bir türkü, bazen iki, bazen hiç yeralmıyor. Trabzon Radyosu’nda Rize, Trabzon, Giresun türküsü dinleyemiyoruz. Müziksever halkımız belki bunun farkında değil. Milyonların dileği kemençeyi TRT’den dinlemek.
Elli binin üzerinde dinleyici kitlesi olan sanatçıların parçaları TRT’de yok. Bir hafta TRT’yi dinle bir Erkan Ocaklı, bir İsmail Türüt, bir İbrahim Can, bir Katip Şadi, bir Hüeyin Bıcak, bir Hülya Polat, bir Sait Uçar’ı dinleme şansın yok. Bu sanatçılar yok sayılıyorsa, TRT’nin bizim sesimiz olmasının ne anlamı kaldı. Yörenin sevilen sanatçılarına yer vermemekle TRT bizim mi olmuş oluyor?
Nasıl ki Trabzonlu’ya Sivas’ın Yolları türküsünü dinletiyorsanız, Sivaslı’ya da Maçka Yolları türküsünü dinletmelisiniz. Kafanıza göre belli illerin türküleriyle bu millete hizmet verdiğinizi, hele Karadeniz’e zannetmeyin. Bizim radyomuzdan bizim müziğimizi dinleyemeyeceksek başka nereden dinleyebiliriz ki. O radyoya nasıl bizim diyebiliriz!..
Kemençe üniversitelere de girmeli. Bağlama, gitar, kanun vs. ne ise kemençe de odur. Her birinin ağırlıklı olduğu yöre vardır. Her yöre, her müzik aletinden müzik dinlemez. Sen ne kadar dayatmaya çalışırsan çalış.
Diğer dikkatimi çeken bir olay. Hani müzik ruhun gıdası derler ya! Bu gıdadan halk neden mahrum bırakılıyor. Türkiye’nin büyük televizyonları dediğimiz atv, star, kanal D, tv 8, şhow gibi televizyonların neden halk müziği, sanat müziği başta olmak üzere müzik programları yok. Halkın içinden çıkan sanatçılar neden millete tanıtılmıyor, dinletilmiyor? Devlet bu konuda yayın süreninizin şu kadar saatini günlük olarak (01-08 saatleri arası hariç) başta halk ve sanat müziği olmak üzere müziğe ayıracaksınız demiyor!..
Hangi kanalı açarsan aç, al filim ver filim. Örnek olarak yazıyorum. Bir Tv EM kanalında günde 13 tane dizi yayınlanıyor. Bir star televizyonunda günde 6 tane dizi yayınlanıyor. Ama bir müzik programı, bir kültür-sanat programı, Türkiye’yi tanıtıcı bir program yok.
Bu ülkeyi Alman televizyonu mu gelip tanıtacak. Bu görev sizlerin değil mi? Masa başı televizyonculukla hizmet ettiğinizi zannediyorsunuz. Bu milletin hiçbir festivalinde, yayla şenliğinde, ya da özel günlerinde yoksunuz. Ancak, bir acı olay yaşansa reyting uğruna oraya canlı yayına geliyorsunuz. Bu milletin hüzünlü gününde reyting uğruna yayında olurken, sevinçli gününde de yaşadığı güzellikler için yanında olmalı. Televizyonculuk bunu gerektirir.
Gerektirir de, amacı hizmet olana göre. Halkımız bunları da görmüyor. Al aşk filmi, ver aşk filmi. Sizin işleyeceğiniz başka konu yok mu? Bu gençliği nereye sürüklemeye çalışıyorsunuz diyen yok! Onlarda bildikleri gibi at sürüyorlar bu ülkede. Haber, reklam, dizi. Başka bir şey televizyonlarda bulmak mümkün değil. Bölgesel televizyonların yaptığı hizmetin yarısını bu kanallar yapamıyor. Yazık!..
