Kuzeyses Gazetesi > Beşikdüzü Haber

Beşikdüzü Haber | Vakfıkebir, Görele, Eynesil, Şalpazarı ilçelerinden yayın yapan Trabzon haber sitesi

KARADENİZLİ BAZI SANATÇILAR ÇAKMA LİSAN KULLANIYORLAR

             Karadeniz’in Halk Ozanı Neşat Aydın, Karadenizli bazı sanatçılara tepki göstererek, “Karadenizli sanatçıların bazıları çakma lisanla türkü söylüyorlar, bunun da lisanımızın ve türkülerimizin bozulmasına sebebiyet veriyor” dedi.

Karadeniz’in Halk Ozanı Tonyalı Neşat Aydın’la yaptığımız sohbette, askerlik öncesi çobanlık yaptığını, daha sonra Zonguldak’ta madende çalıştığını ve sanat hayatına dayısı Mustafa Tanrıverdi’yi örnek alarak başladığını belirtti. Aydın, “İlk kasetimi Harika Plakçılıktan çıkardım. O yıllar Harika Plakçılık çok popülerdi. Kıbrıs Barış Harekatı sonrası 1974 yılında rahatsız olduğum bir dönemde arkadaşların ısrarı üzerine kaseti doldurduk. Aslında bu kaset daha da güzel olabilirdi. O gün öyle acele oldu. İlk kasetimdeki Kıbrıs türküsü çok tuttu. Bugüne kadar 18 kaset yaptım. Zonguldak Destanı, Sevdalık Yedi Bizi, Hep Bekarlar Çıldırdı, Ruslar Doldu Pazara, Saddam, Al Beni Kara Toprak, Evlenelim Güzelim, İstanbul Macerası, Çanakkale Savaşı kasetleri, kasetlerimden bazıları.
Sanat hayatında benim en çok canımı sıkan bazı sanatçıların lisan taklidi yapmaları. Konuştukları gibi söylemiyorlar. Konuşurken benden, senden güzel konuşuyor, türkü söylerken çakma lisan kullanıyor. Adamın dili dönmüyorsa saygı duyuyorum ama, dili dönüp de yalandan yapıyorsa saygı duymuyorum. Bazıları da bölgede hiç kullanılmayan bir uydurma lisan kullanıyorlar. Bu lisanımıza büyük zarar veriyor.

Bir diğer konu türkü sözleri. Mesela Sisdağı beri bakar/Suyu bulanık akar. Hiç Sisdağı’nın suyu bulanık akar mı?  Suları soğuk akar dese tamam. Kemençemin kapağı/ Sarı tenekedendir gibi türküler var. Kimin kemençesinin kapağı sarı tenekeden?  Türkü uysun da nasıl olursa olsun. Böyle anlamsız türkü olur mu?

Bir başka sanatçı diyor ki, Oy Asiye Asiye/Tütün koydum kesiye, Biz de kesi diye bir eşya ismi yok, kese var. Sonra anan veriyü seni değil verüyo seni dese güzel olacak, yöreye uygun olacak.  Sonra ne diyor Bir bağa pireseye. Karadeniz’de pirese diye bir lisan yoktur, pırasa vardır. Zaten o türkünün aslı fındığa veresiyedir, pırasayı değil. Kim değişmişse onu yanlış yapmıştır. Bizi küçük düşürmek için böyle söylenmiştir. Bir bağa pırasaya kız mı verilir!

Yörenin lisanını bilmeyen o yörenin türküsünü söyleyemez. Söylerse de işte böyle çakma lisanla söylemek zorunda kalır. O da türkülerimizin bozulmasına, başkalarının bize gülmesine sebep oluyor. Böyle sanatçılık olur mu? Ağızlarından çıkanı, kulakları duymuyor herhalde!.. Lisanımızı en çok da tahsilli sanatçılar bozuyor. Televizyonda dizilerde oynayanları görüyorlar, onları taklit ediyorlar. Onların lisanları da yörede konuşulmayan bir lisan. Hal böyle olunca git gide lisanımız başka yöne doğru gidiyor.

Son 15-20 yıldır yapılan yöre türkülerinde bazı sanatçılar kemençenin yanına Karadeniz’le hiç ilgisi olmayan Karadeniz’de hiç yeri olmayan müzik aletleri eklediler. Mesela Karadeniz müziğinde gitarın ne işi var . Kemençenin yanında gitar olur mu? Ne oluyor, ben yaptım oldu oluyor. Böylece Karadeniz müziği Karadeniz müziği olmaktan çıkıyor. Sadece türkülerimizin lisanı Karadeniz. Müziğimiz de Karadeniz olmalı” dedi. Röportaj: Ahmet SARAÇ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gülay Harita Kadastro
Kule Rezidans
Elit Lastik
Naninos Pizza
Hedef Bilgisayar