Öfke küheylanının ‘dizginlerini’ maharetle tutmalı. Zira, insanı hangi çıkılmaz savaş meydanına sürükleyeceği hiç belli olmaz.
Bazen celallenir yürek. Söz, öyle yükselir ki, karşı tepelerden duyulur aksi… Kükrer cümleler, bedenler titrer.
Korku; bahçıvanı dövmeye gelenin üzerine olsun. Meyve yemeye gelen misafire; yüzlerde tebessüm, kapılar ardına dek açıktır. Çocuk gönüllü yüreği güzel; o öğreten, ikram eder ve içten sever…
Ardı sıra gelir diğer güzellikler. İnsan içindeki kötü hasletleri yendiğinde, iyi meziyetleri bir zırh gibi üzerine giymiş, muzaffer bir pehlivandır; yani insandır aslında.
Sövene dilsiz gerek
Dövene elsiz gerek
‘İnsan’ gönülsüz gerek
Sen ‘insan’ olamazsın
Köklü geleneğimizde dervişlik, (insan olma talimi) zordur Yunus Emre tabiri ile…
Dervişlik olsa idi
Bir lokma bir hırka
Biz dahi alır idik
Otuza kırka (Yunus Emre)
***
Tahsil yaşımız ne olursa olsun Öğretmenimizin karşısında ilk harfleri hecelerken yaptığımız yanlışlar çocukluğumuza yorulsun ve son bulsun…
Eğitim ve öğretimde, ilim ve terbiye yürüyüşümüz, ermeydanında pehlivan misali, yiğitce olsun…
Bu haftaki selamımız da o yiğitlerin üzerine olsun…
Selam ile..