Kuzeyses Gazetesi > Beşikdüzü Haber

Beşikdüzü Haber | Vakfıkebir, Görele, Eynesil, Şalpazarı ilçelerinden yayın yapan Trabzon haber sitesi

FINDIK MECİSİ 1980

Ercan Kaba

Sırtta sepet, içinde seleklerle, sabahın seherinde; serinliğinde girilir fındık bahçesine.

Güneş dalların üzerinden yükselmeye başlayınca, çalışırken ter bastırıp boğazlar kuruyunca, yudumlamaya bir tas soğuk su veyahut ayran için, büyükçe bir maşrapa eldedir.

Kardeş, akraba, komşu oğulları ve kızları, fındık ocakları çevresinde sıralı ve intizamlı, taze bir gayretle çalışmaya girişirler.

Ele alınan her teklemede, potanakta umut hanesine yeni mutluluk daha eklenmektedir. Tahsil için, düğün için, bir çift pabuç için, fistan için, ekmeklik un için, tuz için, artarsa haneyi tamire alınacak kereste, kireç ve mıh içindir tüm yapıp etmeler.

Beline bağladığı kuşağı sürüyerek, dizlerinin üzerinde, yerden, nasırlı elleri ile bulduğu bir avuç fındığı gösterir yaşlı kadın: “Bu…” der. “Bakın, bu bir paçka kibritin parasıdır.” Ürünün kıymeti ‘sağladığı faydada’ saklıdır yani buradadır.

Abartır bazen bahçe sahibi; bir ışkın kırılıverince kızar, kalınlaşan dalları eğerek fındığı toplamak güçleşince “ocağı seyreltelim” önerisine karşı durur. O, öğle vakti elinde ibrik abdest almak için uzaklaşınca budamaya girebi ele alınır; usulca işe girişilir.

Sepetle gelir mecinin yemeği. Açkulardan hazırlamış börek, mısır yarmalığından lahana sarması;… Ve şanslı iseniz, lezzeti katmerlensin diye içinde, içyağından öte bir parça ilikli kemik de mevcuttur.

Bir sinibezlik yer, meyilli arazide ayarlanır. Sofra kurulur. Tatlı bir sohbet yemeğe katkı yapılır. Dallar arasında dırmaçla kurulan allancakta uyuyan bebek uyanmasın diye yüksek sesle konuşan veya gülen olursa ikaz edilir.

“Sizin düğün nasıl olduydu eskiden?” sorusuna hayran olunacak mahcubiyet ve tebessümle cevap verilir, kısacık. Askerde alınan takdirname, ibretlik mahpus muhabbeti, gurbet yolu ızdırabı… Sonra gidenler; ölümler…

Sofradan hamdolsun… diyerek kalkılır. Az önce abdestini almış yaşlı adam bir kenarda namazını tamamlamıştır. Ellerini göğe açar: “Gelmiş geçmiş tüm toprak sahiplerinin rahmetine..” dualar eder. Elini yüzüne sürer. Yerinden kalkar.

“Toparlanın! Hadi bi gayret daha, az kaldı.” der. Yeni istikameti anlatır birer birer.

İçli bir mani duyulur, türkü formunda; belli belirsiz. Herkes ilerler, yerine geçer peşi sıra.

Gür sesli bir delikanlı “Hep bir ağızdan haykırıyoruz… Şimdi!” sözü duyulur alkışlarla, ve “iiiiiiiihuhuhuhuuuuuu!!! .” nidası duyulur komşu bahçelerden, karşı köylerden, tepelerden; ötelerden… Teşvik olsun niyetine.

Karşılık bekleyen cevabı ise; “Gelir mi?”…

Bilinmez…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gülay Harita Kadastro
Kule Rezidans
Elit Lastik
Naninos Pizza
Hedef Bilgisayar