Gemi ile askere yolladığı eşi için Beşikdüzü Köprübaşında kum tepesine sarılır; sessizce ağlar o annemiz. Dokunur omzuna bir el, sürse de askerlik 3-5 yıl, “sabret, gelecek, sakin ol, bekle..” der.
Kırım ‘dan, Batum ‘dan, gemilerle; kafile kafile ayrılırken dedelerimiz, geride bıraktıkları, onlardan ve biz torunlarından bir küçük selamı beklemektedirler.
Yola çıkmayan; geride kalana hasreti, o ilerde sığınılacak olan limana umudu ne bilsin?
Kamarasına çekilen denizci, penceresinden, siyah geceye ve sonu yok gibi duran ufka bakar. Sonra, o iki hasreti gönlünde öyle hisseder ki, belki aylarca sürecek olan yolculuğa ancak ordan güç bulur.
Denizlerimiz, denizcilerimiz… Onlar unutulmamalı, sayıları artırılmalı, başıboş değiller ve onlara daima destek olunmalı!…
Kabotaj bayramı; karasularımızdaki hakimiyetimiz, söylenigelen mavi vatanımız, turizmimiz, deniz taşımacılığımız, ticaretimiz bizim için mühimdir.
Karasularımızda seyrü sefer sayısı çok az olsa da bu günlerde, Beşikdüzü sahil iskelesinde Mavi Karadeniz yolcu gemisi, bir simgedir, bu ideale giden yolda vazgeçilmez bir mühürdür bize!
Şimdi bir soru: Sahil iskelesinde salınan al bayrağımızın altında birkaç güne kadar tamamen gönderileceği açıklanan bir gemimiz var!…
Tavrınız nedir?
Siz ne dersiniz?