Siyasi tansiyonu yüksek arkadaşlarımız karşısında duyduğumuz bir ikaz cümlesi bu. “Aman, onunla siyaset konuşma!” Futbolda, derbi maçları öncesinde de benzer hassasiyetleri yaşıyoruz.
Oysa, göbeğimiz futbol topu üzerinde kesilmedi veya cenazemiz Yüksek Seçim Kurulu’nun önünden kalkmayacak.
Aşırı kabullenişlerimiz var, unutamadığımız kin beslemelerimiz gibi. Taze insani değerler ile yaşamamız gerekirken, bir “doğru”muza gün oluyor ki tapıyoruz! Hısım akraba 0lmak, arkadaşlık, merhamet… kardeşlik ve insan olmak dışındaki bu ağır yükleri hiç omzumuzdan indirmiyor, sürekli sırtımızda taşıyoruz. Bağnaz oluyoruz, fanatik oluyoruz, kindar oluyoruz, öfke duyuyoruz.
İçimizdeki boşlukları, derme çatma siyaset ve futbol cümleleriyle doldurmaya çaba sarfediyoruz. Misal, meşin yuvarlağı gösterip de nereye kadar kendi gerçeklerimizden kaçabiliriz.
*
Tarihin bir sayfasında kalmış, “Lahanacılar ve Bamyacılar”ı resmedelim bu noktada şimdi. 1420’li yıllar, Çelebi Mehmet tarafından tesis edilir onların ezeli rekabeti.
Bu çetin cirit müsabakaları karşılıklı iki takım arasında at sırtında 20 – 21 kişi ile gerçekleşir. Binlerce taraftarı vardır. Payitahtta seyrine padişah ve saray ahalisi de katılır. Günlerce konuşulur aylarca hazırlığı yapılır. Kendine mahsus renkleri, simgeleri, taraftar gurupları, tezahüratları vardır. Lahanacılar, yeşil pantolon, yeşil gömlek, yeşil bayrak, Bamyacılar ise kırmızı pantolon, kırmızı gömlek, kırmızı bayrak taşırlar. ‘Haydi bamya, bastır lahana’ ya da ‘Lahanaya kuvvet bamyaya lezzet’ tezahüratları yankılanır cirit meydanında. Öylesi bir mücadeledir ki bu, maç esnasında çatışmalar yaralanmalar ve ölümler de yaşanır bazen. Evliya Çelebi’nin bir müsabaka esnasında dört dişinin kırıldığı anlatılır.
Şehrin çeşitli yerlerinde bu azılı rekabeti yansıtan lahana ve bamya abideleri, çeşmeler, Eyüp’te Zincirlikuyu’da mezar taşının üzerine bile takımının simgesini işletecek kadar fanatik taraftarlarının mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Son olarak, şimdiki tüm taraftar meşrepliler ve o devir “Lahanacılar ve Bamyacılar” arasında, yine de kadim dostlukların ve güzelliklerin varolduğu fikrine inanarak, buradan onlara en içten selamlarımızı sunuyoruz.
