Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 103.yıldönümünü, Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutladık.
1940’lı yıllarda kutlanan bayramlar, 1950’li yıllarda bir adım ileriye, 1970’li, 1980’li yıllarda iki adım ileriye taşınarak daha görkemli bir şekilde kutlandı.
2020’li yıllara geldiğimizde bir adım daha ileri gitmeyi düşünürken bu kez üç adım geri gittik. Bayramın içi hepten boşaldı. Türkiye genelinde bayramı kutladınız mı kutladık demek için bayram programları düzenleniyor.
Bu programlar hazırlanırken madem ki gençliğin bayramı, niye okullardan her sınıftan bir öğrenci seçilerek oluşturulacak kurula nasıl bir bayram kutlaması istiyorsunuz diye sorulmuyor? Geçen yıldan daha başka ne yapabiliriz denilmiyor? Onların da görüşü alınarak bayram programları düzenlenmiyor. Acaba sorulmasında bir sakınca mı var? Varsa eğer Milli Eğitim Bakanlığı buna müsaade etmeli. Gençlerin de görüşleri alınmalı. Ortak bir program oluşturulmalı diye düşünüyorum.
Bir gençliğe hitabenin bile orjinali gençliğe öğretilmiyor. O hitabenin bir giriş kısmı var. Atatürk durup dururken “Ey Türk Gençliği” demedi. O hitabenin baş tarafı var. Öyle damdan düşersin gibi gençliğe seslenmemiş. Atatürk, memleketin durumunu özetledikten sonra gençliğe sesleniyor. Bu yanlış mutlaka düzeltmeli. Baş tarafı gençliğe hitabeye eklemeli.
Bu gençlik bayramı, önemli bayramlarımızdan biridir. Mayıs ayının 10 ile 17’si arası okullarımızda özellikle tarih öğretmenleri tarafından daha ayrıntılı bir şekilde bu bayramın önemi anlatılmalı. Milli Eğitim Bakanlığı bunu istemeli. Aynı şekilde Cumhuriyet Bayramı içinde.
Bayram kutlamaları bu şekilde değil, bir festival havası şeklinde olmalı. Gençliğe Hitabe, iki şiir, bir horonla geçiştirilecek bir bayram değildir 19 Mayıs. İçi boş bir bayrama döndü bayramlarımız. Böyle kutlanmamalılar!..
Neredeyse hiç kutlanılmayacakta mecburiyetten adet yerini bulsun diye bir program hazırlanıyor. Programlar salonda yapılacaksa programı farklı, açık havada yapılacaksa programı farklı olmalı.
Salonda olacaksa bir masa tenisi finali canlı olarak yapılabilinir. Bir güreş müsabakası yarı finali ve finali yapılabilinir. Bu aynı zamanda açık hava programına da konulabilinir. Liselerden tespit edilecek 3-4 öğrenci halk müziği konseri verebilir. Ekip horonlarının dışında normal bizim horonlarımız gençliğin katılımıyla kemençe eşliğinde türkülü olarak oynanabilir. Bütün bunlar aklıma biranlık gelenler. Bu örnekler düşünülürse çoğaltılabilinir. Bu göstermelik kutlama programlarından biran önce kurtulmamız lazım.
Önümüzde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı var. 7’den 77’ye herkesin bayramı. Hiç değilse bu bayrama kafa yoralım ve orijinal bir bayram kutlaması düzenleyelim. Bu bayramı öğrenci bayramı olmaktan çıkaralım. Cumhuriyetin kurulmasına sadece öğrenciler sevinmedi. Lütfen bu bayramı halk bayramına çevirelim. Protokolünde seyrettiği değil eğlendiği, coşkuya katıldığı bir bayram programında İnşallah buluşmak üzere.
