Her çocuk 6 yaşından sonra okulla, eğitimle, öğretimle ve öğretmenle tanışır. En güzel yılları öğrencilikle geçer. Okul hayatı olarak adlandırılan o yıllar, çocuğun gelişmesini, kişilik kazanmasını, toplumda saygın bir insan olmasını sağlar. Bu da iyi bir öğretimle değil, iyi bir eğitimle olur. O eğitim okullarımızda var mı? Okullarımızı sorgulamadan önce 1936 yılından buyana görev alan Milli Eğitim Bakanlarının böyle bir düşüncesi var mı ona bakmak lazım.
Gün geçtikçe saygı ve sevginin azaldığı bir dönemde öğrencilik hayatını sürdüren gençler, biraz da Milli Eğitim Bakanlığının disiplinden uzak eğitim sistemi karşısında öğretmenlerin eğitim adına fazla bir şey veremediklerini görüyoruz.
Zaman zaman işimiz gereği okullarımızı ziyaret ediyoruz. Gördüğümüz manzara bizi öğretim adına değil, eğitim adına endişelendiriyor. Ne söz dinleyen var ne de nasihat.!..
Okullarda idareciler tarafından zaman zaman arama yapılmış. Bir torba malzeme toplandığına şahit oldum. Öğrencinin üzerinde bulunmaması gereken şeyleri gördük ve inanın şaşırdık! Benim öğrencilik dönemimde numunelik dahi böyle bir şey öğrencilerin üzerinde çıkmamıştı. Gördüğümüz malzemeler arasında parfümler, rujlar, ojeler daha neler neler!..
Bu da yetmiyor muş gibi konuşurken ya da mesajlaşırken yakalanan telefonlar. Müdür masasının üzerleri dolu. Veliler çağrılmış, bir daha olmasın diyerek teslim edilen telefonların yerini yenileri almış. Üstelik verilmiş sözlere rağmen.
Bu konuyla alakalı idarecilerden bilgi aldım. Telefon yasağı olmamasını fırsat bilen öğrenciler okula getirdikleri telefonları dolaplara koyup, ders bitiminde almaları gerekirken koymayıp üstelikte konuşurken ya da birileriyle mesajlaşırken yakalanmaları telefonlarının toplanmasına neden oluyor.
Bu telefonları yakalatanlar ilkokul çocukları değil, lise öğrencileri. Neyin ne olduğunu çok iyi bilen gençler. Buradan gençlere seslenmek istiyorum. Okul bir şeye yasak koymuşsa mutlaka sizlerin iyiliği içindir. Disiplini bozmama adına uymanız gerekir. Eğer telefonluk bir hadise vukuu bulmuşsa zaten okul müdürü ya da ilgili öğretmen derhal telefonu kullanmanıza müsaade eder. Onlar çağırır telefonu bizzat kendileri verir size. Bu konuda şüpheniz olmasın. Bunun dışında telefon kullanmak, sizin kurallarınızı ben takmıyorum anlamına gelir ki, bu da mutlaka sizin aleyhinize olur gençler. Bizden uyarması!
Bazı öğrenciler başka okullarda bu kadar telefon üzerinde durulmuyor diyerek örnek gösterdikleri de oluyormuş. Bazı idarecilerin ilgisizliği yüzünden telefonlar serbestmiş gibi algılanması, onların yaptığı doğru anlamına gelmez.
Sevgili öğrenciler. Yanlışı örnek almayın. Siz kendinize yakışanı yapın. Ne kendinizi, ne velinizi, ne de ailenizi zorda bırakın.
Lütfen çocuklaşmayın! Lise öğrencisi olduğunuzu unutmayın.
