ELİ ÖPÜLESİ ÖĞRETMENLERİM

Hayatıma yön veren, “Beni ben yapan” eli öpülesi öğretmenlerim vardır. Meslek hayatımda onlar gibi olmaya çalıştım. Onlar gibi olamadım, ama, hayatım boyunca onları taklit ettim. Sabretmeyi Mustafa Başoğlu’ndan aldım. Bir okul müdürü nasıl olmalı, disiplini nasıl sağlanacak. Bu ilkeyi rahmetli İdris Bankoğlu’ndan aldım. Sene sonları okulu tatlı anılarla bitirmeli ilkesini rahmetli Kemal Nedim Candaş’tan öğrendim. İdareci tatlı sert olmalı düsturunu Psikolog Doktor Halis Özgü’den aldım.

Halis özgü Sorbon Üniversitesi’ni Pek İyi derece ile bitiren tek Türk. Üniversite yönetimi okul birincilerine “Dile bizden ne dilersin” Son istek sorulunca verdiği yanıt dünya devletlerine, dünya gençliğine örnek olacak bir yanıt veriyor: “Türk bayrağını üniversitenin gönderine üç gün üç gece çekeceksiniz. Benim isteğim budur.” O yıllardan ne kadar para, mal isterse elde etme şansı vardı. Bu şansı milli duygular olarak kullandı.

Halis Özgü’den bahsedince bir anımı da paylaşmak istedim. Annem rahatsızlığı nedeniyle son kez beni görmek istemiş. Beni telgrafla Trabzon’a çağırdılar. Ben Bursa Eğitim Fakültesi’nde okuyorum. Halis Bey telgrafı alınca beni makamına çağırdı. Özgü o yıllarda fakültenin dekanı, bana: “Cihan, anneniz hastaymış sana 10 gün izin veriyorum. Hemen Trabzon’a hareket et.” dedi. “Sağ ol hocam.” diyerek dışarı çıkmak üzereyken, “Gel senin harçlığın da yoktur.” diyerek bana 50 lira verdi. Hakikaten harçlığım yoktu. “Bu parayı dönüşte bana iade etmeyeceksin.” dedi. Ruhun şad olsun büyük insan.

Hayatı boyunca 105 tane eser yazan tek Türk Halis Özgü…

İşte benim hayatımı yönlendiren öğretmenlerim. Onlara layık olmaya çalıştım yaşam boyu. Elli yıl bu yüce mesleğe hizmet ettim. Binlerce öğrenci yetiştirdim. Bunlardan dört tanesini sokaktan aldım üniversite mezunu yaptım. Bugün tüm masraflarını karşıladığım ve ülkeye kazandırdığım üç tane bürokrat var. Biri Doktor, biri Eczacı, biri sağlık hizmetlerinde üst bürokrat.

Hacca gidemedim ama benim de hacılığım vardır.

Kalın sağlıcakla.