Devlet adamlığı son yüzyılın en büyük devlet adamı. Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal, büyük Nutuk’ta şöyle der. Bir devletin yönetiminde en büyük tehlike bilgililerin yetkisiz, bilgisizlerin yetkili olmasıdır. Böyle bir durum, devletin temellerine dinamit koyma anlamına gelir. Yıllar önce yaşadığım çok ilginç, ilginç olduğu kadar da çok acı bir olaya şahit oldum.
Adı her gün ulusal medyaya yansıyan, skandal söz ve hareketlerle haber bültenlerinden düşmeyen bir milli eğitim müdürümüz vardı. Hemen her gün onun yaptıklarını başarı hanesine yazan meşhur bir medyamız vardı.
Adı geçen müdür bir gün Beşikdüzü Öğretmen Lisesi’ne geldi. Tüm öğretmenleri toplayarak konuşmaya başladı. Sıra ile öğretmenleri esas duruşta kaldırıyor, öğretmenin kendini tanıtmasını istiyor. Ben de bu meşhur müdürü merak etmiştim. O yıllarda televizyon programcılığı yapıyorum. Meslekten 46 sene sonra emekli oldum,ama meslekten kopmamıştım. Öğretmen lisesinin salonunda toplanmıştık. Sağ solu belli olmayan bu skandal müdür her kendini tanıtan öğretmene bir suç buluyor. Onu konuştuğuna pişman ediyordu. Biraz gülümseyen bir öğretmene “Sırıtma, kalkar seni şu pencereden aşağı atarım.” dedi. Ben de arka sıralarda oturuyordum. Salondan çıt çıkmıyordu. Sıra bana geldi. Beni de bu okulda çalışan öğretmen zannediyordu. “Sen kimsin, öyle havalı havalı bakıyorsun.” dedi. Yavaşça ayağa kalktım. “Esas sen kimsin. Bu şekilde konuşmaya utanmıyor musun, bu yetkiyi nereden aldın? Bir Milli Eğitim Müdürü böyle mi konuşur?” O şaşırmıştı. ilk defa birisi: Böyle bir çıkış sergilemişti. Kıpkırmızı olmuştu. “Adını söyle, adını söyle!” diye bas bas bağırıyordu.
“Adım, Murat Cihan. Ben senin yaşın kadar bu devlete hizmet etmiş, emekli olmuş, şimdi de televizyon programı yapan, yazar, gazeteciyim.
Salondan bir alkış koptu.” Senin burada ne işin var. “dedi.” Senin bu büyük başarılarını medyaya taşımak için, gazeteci olarak geldim.” dedim.
Durdu bir sigara yaktı. Ama sigarayı ters taraftan yakmıştı. Bir iki nefesten sonra farkına vardı.” Toplantı bitmiştir. “diyebildi. Dış kapıya kadar koluma girdi.” Ne olur beyefendi, bu konu burada kapansın.”. ” Söz veremem, versem de sözümde duramam. “dedim. Araya kıramayacağım adamlar koydu, ama ben tezat sanatından örnek vererek bu müthiş müdürün başarılarını anlattım.
Diyeceğim o ki; Atatürk yıllar sonrasını gören büyük devlet adamı. Ruhun şad olsun büyük insan…
