İşimiz gücümüz yatana kadar ya televizyon başında oturmak ya da cep telefonuyla uğraşmak. Seyredilen programlar ya magazin ya da dizi. Dizilerin yüzde 95’i ahlaksızlık, inançsızlık, örf, adet düşmanlığı, kültürsüzlük, zenginlik mesajları, Avrupa kültürü, büyük küçük tanımamazlık, saygı, sevgi ve güler yüzün bulunmadığı, ana babaya karşı edepten yoksun sahneler.
Kimin kızı kimin kucağında, kimin karısı kimin yatağında belli değil. Özgürlük demek, böyle hayat yaşamak mı demek? Bu diziler mi Türk Milletinin hayatını temsil ediyor? Türk dizisi böyle mi olur? Bu televizyonlar Türk Milleti adına ne öğretiyorlar bize? Yaptığımız bir yanlışın doğrusu bu diyebiliyorlar mı?
Yukarıda da özelliklerini belirttiğimiz gibi, hangi diziyi seyretsen olumsuzluk üzerine senaryosu yazılmış. Her dizinin amacı, Türk Milletinde var olanı yoketmek. Tüm kanallarda verilen uğraşın bu olduğu kanaatine vardım.
Bunlar, Türk televizyonları diye izlediğimiz televizyonlarda ya da cep telefonlarında. Hele cep telefonları her türlü pisliği içerisinde taşıyan bir araç oldu. Bilinçsizce kullanılırsa, televizyondan da tehlikeli!
GÖSTERİLEN DİZİLER AHLAKSIZLIK VE İNANÇSIZLIK AŞILAMAKTA!
En çok izlenen televizyon kanallarına baktığımızda bir gün içerisinde 3 ya da 4 dizi, bir magazin, bir sinema var. Bu dizilerin ya da sinemaların ya da magazin programlarının bu millete öğrettiği bir şey, gösterdiği doğru bir yol yok. Bu diziler ve programların yüzde 95’i insanımıza ahlaksızlık ve inançsızlık aşılamakta, dini yönden toplumu cahil bırakmaktadır. Hangi dizide namaz kılma, camiye gitme, oruç tutma, zekat verme, hacca gitme konuları işleniyor? Bu milletin tümü onların dizilerde gösterdiği gibi mi yaşıyor? Bu konuları işlemezler çünkü; amaçlarının dışında bu konular bunlar.
Dizilerin başından kalkmayan insanlarımız, üst kattaki komşunun hasta oluşundan veya alt kattaki komşunun ölümünden cenaze anons edilince haberdar oluyor. Okumayan, konuşmayan, düşünmeyen ve yorumlamayan bir millet olduk! Diziler bunlara çanak tutuyor.
Toplumu ayrıştıran, insanlığı yokeden, doğruyu değil yanlışı insanlarımıza kabul ettirmeye çalışan bu diziler, Türk’e yabancı nesiller yetiştirmekte, etkili ve yetkili insanlarımız da buna seyirci kalmaktadır.
Kendi kültüründen haberdar olmayan bir millet oluşturulmaya çalışılıyor. Bu konuda vatanını, milletini çok seven iktidarından veya muhalefetinden kimse ortada yok! Kimsenin bu konuda bir eleştirisi yok. Onların yok, Diyanet İşleri Başkanlığının da yok!
AMAÇLARI HRİSTİYAN MİLLETLERİN KOPYASI YAPMAK
Bizi, bizim kültürümüzden uzaklaştıran, Türkçe konuşmalarının dışında içerisinde bize ait bir şey olmayan bu diziler, Türk Milletini yavaş yavaş kendinden koparmakta, Hristiyan milletlerin kopyası yapmaktadır. Düşünmeyen ve yorumlamayan insanların bunu görmesi, bilmesi mümkün değildir. Türklük şuuru yavaş yavaş kaybolmaktadır. Tehlike günden güne büyümektedir.
Çeşitli törenlerimizde ve etkinliklerimizde söylediğimiz İstiklal Marşı bile cihazdan verilmese, sivrisinek vızıltısı kadar seslilikte ancak okuyabileceğiz. Ben İstiklal Marşı’nın cihazdan verilmesine (mecburiyet hariç)karşıyım. Bu marşı bilmeyen mi var? Bağırarak okumamız gerekirken sivrisinek kadar sesimiz zor çıkıyor. Eğer törende öğrenci yoksa ses hepten kayboluyor. Törene katılanlar okuyor mu okumuyor mu belli değil! Bu çok acı bir olay. Türk Milleti kendi marşını bile coşkuyla okumuyor!
Yazılacak çok şey var da, hangisini yazayım. Hangi dala tutsam elimde kalıyor. Ağaçın dalları kurumuş, iş gövdeye sirayet etmeye başlamış. Çanakkale’de topla, tüfekle bizi mağlup edemeyenler, önce bizi dizilerle kendilerine benzetip İslam’dan uzaklaştırmak ve sonra sessizce teslim almanın hesabı içerisindeler.
Bu yolda da epeyce mesafe almış durumdalar. Nüfusun şuan yüzde 20’si Müslüman gibi yaşıyor. Yüzde 30’u diliyle Müslüman . Yüzde 50’si ise hangi inanca sahip oldukları belli değil. Allah sonumuzu hayırlı eylesin…
