Trabzonspor, evindeki 36 maçlık yenilmezlik serisine Ümraniyespor maçıyla son verdi. Yakın bir zamanda da böyle bir seri yakalayamaz.
Trabzonspor maça güzel başladı. Özellikle ilkyarıda yakalanan pozisyonlar ve direkten dönen toplar gol olsa maç çok daha farklı bir yöne doğru gidebilirdi.
İlk yarının en etkisiz futbolcusu Umut Bozok’tu. Bir kafa vuruşunun dışında bir şey yapmadı. Ayağındaki bütün topları rakibe kaptırdı. Hoca buna nasıl 45 dakika sabretti. İkinci yarı sahanın en iyilerinden olan Siopis’i oyundan aldı. Hoca’ya Avcı diyoruz ama avcı değil gibi görünüyor.
Ümraniyespor zaman zaman beşli zaman zaman sekizli defans yaptı. Kazandıkları toplarla uzun oynayarak Trabzonspor’u az adamla yakalamaya çalıştı. Yenilen ilk golde Uğurcan topu rakibin önüne doğru çelmesi topu fileden almasına neden oldu. Gerçi arkadaki oyuncuda boş bırakıldı, defans uyudu. Bu pozisyon bana Basel kalecisini hatırlattı. O da her topu öne doğru çelerdi. Larsen’de çeldiği toptan golü atmıştı. Diğer çeldiği topları takip edememiştik.
İkinci golde ise defans vurdurmayacaktı. Başkada yüzde yüz pozisyonları yok. İlkyarı yüzde 78’e yüzde 22 ile oynadık. Gol atamadıktan sonra yüzde 90 oynasan ne olacak!
Dikkatimi çeken bir başka şey ise Denswil topu Batra’ya veriyor, Batra anında topu tekrar Denswil’e veriyor. Maç boyunca sürekli bu tekrarlandı. Sanki 2-0 biz galibiz de defans top çeviriyor. Batra hiçbir topu ileri oynamadı. Bu da hocanın verdiği bir taktik olsa gerek. Yoksa buna müdahale ederdi.
İlerde oynayanların hiç birinin adam geçme özelliği yok. Adamlar alanı daraltıyor, ara pası atıyorsun, geçer mi ordan? Geçmesi tamamen tesadüf olur. Böyle bizim gol atmamız şansa kalıyor. Biz şansa maç alırız bu forvetlerle. Herşey ortada, görünüyor.
Benim asıl yazmak istediğim şampiyon kadroyu bu hale getirenler lig sonunu dahi beklemeden kongre kararı alıp çekip gidecek olmaları. 29 Mart’ta ödenecek borçlar yeni yönetime kaldı. Her yönetim harcadığı paradan sorumlu olsa, gelecek yönetime borçsuz bir yönetim bırakma zorunluluğu olsa bu kulüpler borç batağına girmezler. Kulüplerin parası çarçur edilmez. Yorganına göre ayaklarını uzatırlar.
Seneye borç mu ödenecek, şampiyonluğa oynayacak bir takım mı kurulacak? Yeni yönetimin işi zor.
Mevcut kadro elde tutulsaydı şampiyonlar ligi hesapları da tutardı, oradan elensek UEFA hesabı tutardı. Nasıl bu yanlışları yönetim yaptı anlamak mümkün değil.
Gelecek olan yönetimin dikkatli olması lazım. Bu borç batağında transfer yasağı yiyebiliriz.
Gelecek yeni yönetime şunu söylemek istiyorum. Bir tane Trabzon’dan bu 1461 Trabzon olabilir, bir tane de İstanbul’dan pilot takım almalısınız. Her iki kulüpte öncelikle Trabzonspor’a oyuncu yetiştirme gayreti içinde olmalı.
Yıldız adayı oyuncular bu takımlara transfer edilmeli. Biri 2.ligde biri 1.ligde olabilir. Her ikisi de liglerinde şampiyonluğa oynamalı. Eğer şampiyon olurlarsa çıkıp çıkmamalarına yönetimler karar vermeli. Trabzonspor’un gelecekteki iskelet kadrosu kendi yetiştirdiği oyunculardan kurulmalı. Enaz 6 oyuncu Trabzonlu veya yerli olmalı. 11 oyuncunun 11’rini de transfer ederek biz borç batağından kurtulamayız. İki pilot takımda futbolcu fabrikasına dönüşmeli.
